31 Ocak 2013 Perşembe

Ankara Tiyatro Rehberi 9 (1 Şubat 2013-10 Şubat 2013)

Havalar iyice soğumaya başlarken, bu hafta da güzel oyunlar Ankara izleyicisiyle buluşuyor. Yaklaşan tiyatro festivalleri öncesi yine nispeten sakin bir tiyatro haftası bizleri beklerken, önümüzdeki aylar Ankara başta üniversitelerin olmak üzere pek çok tiyatro festivaline ev sahipliği yapacak. Bu rehberde de her zamanki gibi haftanın öne çıkan oyunlarına değinip, sahnelenecek bütün oyunlara da yer vereceğiz.

1- Mojo (Stüdyo Cer):
Mojo
Mojo pek çok açıdan heyecanlandırıcı bir oyun. Tiyatroya dair güzel işler yapan kişilerin ortak üretimi, başarılı çalışmalarının bir sonucu. İlk olarak 3 yıl önce, Erdal Beşikçioğlu'nun sanat yönetmenliğini yaptığı Dib sahnede sahnelenmiş, olumlu yorumlar almıştı. Fakat Mojo'yu diğer oyunlardan ayıran aldığı yorumlardan ziyade, yenilikçi tarzı ile başarıyla sahnelenmiş olmasıydı. O güne kadar özellikle DOT dışında Türkiye'de pek tanınmayan bir akımı sahneye taşıyordu oyun. Bugün farklı şehirlerde, farklı tiyatroların artık bu tarz oyunlar oynamadığı gün sayısı yokken, klasik, tek düze oyunlardan bıkan izleyici için bir ferahlama noktasıydı. Sadece In-Yer Face akımına yönelik olması değil, kalıpları aşarak, yenilikçi bir rejiyle sahnelenişi de Ankara izleyicisi için pek çok şeyi müjdeliyordu. Mojo, pek çoklarının kesişim noktasıydı. Oyunun yönetmen koltuğundaki İlham Yazar, bugün devlet tiyatrolarında Yastık Adam ve Jerry ve Tom gibi yenilikçi rejiye sahip hatta yer yer in-yer face oyunlarını sahneliyor. Oyunun oyuncularından İnanç Konukçu, Berkan Şal, Engin Öztürk bugün Behzat Ç.'de çok başarılı performanslar sergiliyorlar. Doruk Nalbantoğlu, Ali Yoğurtçuoğlu, Nusret Şenay da başarılı performanslara imza atıyorlar.

Bugün yıllardan sonra Mojo tekrar sahnelere dönüyor. Oyun artık izleyicinin karşısına Cer Modern'de çıkacak. Cer Modern / Stüdyo Cer tam anlamıyla Ankara tiyatro yaşamına farklı bir soluk ve konsept getirmiş durumda. İstanbula oranla Ankara'nın özel tiyatroları karşılaştırılamayacak kadar başarısız ve tek düze ilerlerken, Stüdyo Cer bu gidişe Hayvan Çiftliği oyunuyla dur demiş ve gelecek projeleri ile heyecanlandırmıştı. İşte bu noktada Mojo, Stüdyo Cer'in ikinci projesi olarak gerçekten o heyecan uyandırma hissini en yükseklerde yaşamamızı sağlıyor.

İlham Yazar'ın yönettiği oyun 1-2-3 Şubat 2013 tarihlerinde ve bundan sonraki Cuma-Cumartesi-Pazar günleri Stüdyo Cer'de olacak. Oyuna dair blogda yazdığım inceleme yazısına bu adresten ulaşabilirsiniz.

2- Kibir (Domus Sanat Çiftliği):
Kibir
Domus Sanat Çiftliği, Ankara'da alternatif tiyatroya dair çalışmalar yapan belki de tek tiyatro. Özellikle güvenlik caddesinde yer alan Alternatif Sahneleri bu konuda Ankara'da yapılmış en cesur tiyatro hareketlerinden birisiydi. Oyunları Kibir, ise EskiYeni Bar'ın alt katında sahneleniyor. EskiYeni Bar daha önce de pek çok oyuna ev sahipliği yapmıştı. Kibir'in konusu ise şöyle:

Kibir, kibir kavramı üzerine tek perdelik bir hareket tiyatrosu çalışmasıdır. Kibirli olma hallerine odaklanan oyun, sahnenin kibriyle gündelik hayatın kibrini süreç içerisinde birbirlerine eşitleyerek ilerler. Hedefte, bir kez kibre yakalanan insan varlığının içine düştüğü çıkışsız döngünün görünür kılınması vardır. Sahnedeki mevcudiyetleri ne doğrudan klasik anlamıyla oyuncuya, ne de dansçıya işaret eden bedenler, tüm anlamın bedende toplanıp yine bedenden yayıldığı bir sahne estetiğiyle anlatırlar hikâyelerini.

Kibir, farklı bir sahne dili ve oyuncuya dair farklı bir mevcudiyetin imkânı üzerine de düşünen; bu yüzden de hikâyesini sahne sanatlarının daha büyük hikâyesiyle birleştirerek anlatmaya çalışan bir oyundur.

Kibir 11 Şubatta Eski Yeni Bar'da sahnelenecek. Topluluğun Facebook sayfasından detaylara ulaşılabilir.

3- Jerry ve Tom (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Jerry ve Tom
Farklı dekoruyla dikkat çeken oyun, Ankara Devlet Tiyatrosunda bu yılın gözdelerinden şimdiden olmuş durumda. Bilet bulmak neredeyse imkansız. İki kiralık katilin hayatlarından kesitler anlatan oyunun yönetmen koltuğunda İlham Yazar var. Şu hayatta oyunu bilmeden, sadece yönetmen ismine bakıp oyununa gideceğim 2-3 kişiden birisi. Ankara Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahnelenmeden önce yine İlham Yazar yönetmenliğinde yıllar önce, Erdal Beşikçioğlu'nun sahibi olduğu Dib Sahne'de sahnelenmişti bu oyun. Fakat çok az gösterim yapıldığı aklımda kalmış. Yastık Adam'dan sonra yine Ankara izleyicisine oldukça farklı bir deneyim sunuyor oyun. Gerilim, dram, komedi unsurlarını bir arada taşıyan oyunda en dikkat çekici unsur hiç şüphesiz izleyicilerin oturduğu dönme mekanizmalı oturma sistemi. Oyun 1-12 Şubat 2013 tarihleri arasında Stüdyo Sahne'de ve arada bazı biletler boşa çıkıyor. Uzun süre sonra bilet bulma imkanı olabilir bu oyuna.

4- Bir Delinin Hatıra Defteri (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Bir Delinin Hatıra Defteri
Yıllardır Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oynayan, Gogol'un eseri Cem Emüler yönetmenliğinde ve Erdal Beşikçioğlu oyunculuğunda sahneleniyor. Farklı dekoru, rejisi ve muhteşem oyunculuğu ile oyunun biletleri çıktığı anda tükeniyor. Hatta bu oyuna bilet bulabilmek için gişe önünde sabahlayanlar dahi oluyor. Bilet bulursanız kaçırmamanız gereken bu oyun, Stüdyo Sahne ve Cüneyt Gökçer Sahnesinden sonra şimdi de Akün Sahnesinde. Talebin yoğunluğu karşısında 100 kişilik oturma düzeni 150 kişiye çıkarılmış durumda ama ne yazık ki yine biletler tükenmiş. Bir şekilde bilet edinebilirseniz ya da şanslıysanız boşalan bir koltukta yer bulabilirseniz muhakkak gidip görmeniz gerekiyor. Oyun 5-9 Şubat 2013 tarihleri arasında Akün Sahnesinde sahnelenecek.

5- Yastık Adam (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Yastık Adam
Hiç şüphesiz son yıllarda Ankara Devlet Tiyatrosunca sahnelenmiş en ilginç ve en beğenilen oyunların başında geliyor Yastık Adam. Farklı sahneleniş tarzı, ilginç konusu, sağlam metni ve tabi ki olağanüstü oyunculuklarıyla 2 yıldır sahnelenen bu oyun, izleyenler tarafından tam puan oluyor. Daha önce bu blogda da bir incelemesine yer verdiğimiz Yastık Adam, Martin McDonagh'ın kaleminden çıkıp İlham Yazar rejisiyle izleyiciyle buluşuyor. İlham Yazar tiyatro adına gerçekten oldukça yenilikçi işler yapan ve sürekli kendini yenileyen ve güzel işlerin altına imza atan bir yönetmen, ayrıca bu yıl yine Ankara Devlet Tiyatrosunda, Jerry ve Tom isimli oyunun yönetmenliğini yapıyor. Sadece onun yönetmenliğini izlemek için bile gidilebilir. Oyun 8-1-2-3 Şubat 2013 tarihlerinde Şinasi sahnesinde sahnelenecek. Oyun bu yıl pek çok kez Şinasi sahnesinde de sahnelenmesine rağmen, bu oyunun asıl sahnelenme yeri ve evi İrfan Şahibaş sahnesi olarak oyunu burada da izlemekte büyük fayda var.

6- Cesaret Ana ve Çocukları (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Cesaret Ana ve Çocukları
Epik Tiyatro'nun kurucusu, Berthol Brecht'in en başarılı oyunlarından biri sayılan Cesaret Ana ve Çocukları, İrfan Şahinbaş Atölye sahnesinde sahneleniyor. Ayşe Emel Mesci rejisinde sahnelenen bu oyunu henüz izleme fırsatı bulmasam da hem gelen tepkilerin oldukça olumlu olması hem de İrfan Şahinbaş sahnesinin yenilikçi rejilere müsait bir ortam sunmasıyla, izlenme listesine alınması gereken oyunların başında geliyor. Ayrıca bir Brecht klasiği olarak oyunda yer alan Orkestra da, izleyicinin ilgisini çekebilecek nitelikte. Oyun 2-6-7-9 Şubat 2013 tarihlerinde İrfan Şahinbaş sahnesinde sahnelenecek. Kısa bir not, oyunun süresinin uzunluğu ile İrfan Şahinbaş sahnesinin uzaklığı çekinceler yaratmasın. Zira Büyük Tiyatro önünden oyundan 1 saat önce servis kalkıyor. Aynı şekilde oyun bitiminde de servisler izleyicileri Büyük Tiyatro'ya ücretsiz taşıyor.

7- Cyrano de Bergerac (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Cyrano de Bergerac
Edmond Rostand'ın unutulmaz oyunu, ünlü burun tiradıyla hafızalarımıza kazınan Cyrano de Bergerac, tiyatroseverlerle buluşuyor. Bugüne kadar hem devlet tiyatroları bünyesinde hem özel tiyatrolarda pek çok kez oynanmış, defalarca filmi çekilmiş unutulmaz bu oyunun rejisi Işıl Kasapoğluna ait. Cyrano rolünde Durukan Ordu'yu izleyeceğiz. Şimdi buraya bir parantez açmak gerek, zira neredeyse tiyatroya dair bütün olumlu gelişmeler bir araya toplanmış. Hem muhteşem, unutulmaz bir oyun metni, hem devlet tiyatroları bünyesindeki en başarılı yönetmenlerden Işıl Kasapoğlu hem de Ankara Devlet Tiyatrosu bünyesindeki en başarılı oyunculardan Durukan Ordu aynı oyunda bir araya geliyor. İzleyiciyi heyecanlandırmak için yeterli nedenler. Oyun metni bilinmese bile, Işıl Kasapoğlunun heyecan yaratan rejisörlüğü, Durukan Ordu'nun nefis oyunculuğu bile bu oyuna baştan puan kazandırırdı. 16 Kasımda prömiyer yapacak oyun, 1-9 Şubat 2013 tarihleri arasında Cüneyt Gökçer Sahnesinde olacak. Oyun bu sene sürekli şansızlıklar yaşıyor, bundan önce 3-4 temsili oyuncu sakatlığı yüzünden iptal edilen oyunun başına umarım böyle bir talihsizlik yine gelmez.

8- Antonius ile Kleopatra (Oyun Atölyesi / Turne):
Antonius ile Kleopatra
Shakespeare'in unutulmaz eseri, dikkat çeken oyuncu kadrosu ve başarılı yapımıyla Antonius ile Kelopatra, Ankara Turnesine geliyor. Bu yıl Londra'da Royal Shakespeare Company'de de sahnelenen oyunun başrollerinde Haluk Bilginer ve Zerrin Tekindor yer alıyor. 8-9-10 Şubat 2013 tarihlerinde Şinasi sahnesinde sahnelenecek oyunun künyesi şu şekilde:

Shakespeare’nin en ünlü oyunlarından olan Antonius ile Kleopatra’da Haluk Bilginer Antonius, Zerrin Tekindor Kleopatra, Mert Fırat Cesar rolüyle seyirci karşısına çıkıyor. Oyunun diğer rollerini Onur Ünsal, Serkan Ercan, Muharrem Özcan, Evrim Alasya, Gözde Kırgız, Zeynep Alkaya, Tuğçe Karaoğlan, Mehmet Özbek paylaşıyor.

Bülent Bozkurt’un çevirisiyle oynanacak Antonius ile Kleopatra’nın  yönetmenliğini Kemal Aydoğan, sahne tasarımını Bengi Günay, ışık  tasarımını İrfan Varlı, müziklerini Tolga Çebi yaptı.


9- Ben Bertolt Brecht - İnsanlarım - Kerem Gibi - Sivas 93 (Dostlar Tiyatrosu / Turne):
Sivas 93
Dostlar tiyatrosu Ankara turnesi kapsamında, 3 farklı oyunla izleyici karşısına çıkacak. Genco Erkal'ın muhteşem performans gösterdiği bu oyunlar için ayrı ayrı fazla şey söylemek pek mümkün değil. Ankaralı tiyatroseverler için, Dostlar Tiyatrosunu ve Genco Erkal'ı izlemek için eşssiz bir fırsat. . Ne yazık ki bilet fiyatları biraz can sıkıcı. İstanbul'da oldukça yüksek olan özel tiyatroların fiyatları, Ankaralılar için alışılmadık seviyede. Ben Bertolt Brecht 5 Şubat'ta, Kerem Gibi 4 Şubat'ta ve Sivas 93 6-7 Şubat'ta Şinasi Sahnesinde. Biletler Biletix üzerinden satılıyor. Günlerin de art arda olması biraz sıkıntılı bir durum yaratmış fakat dediğim gibi bu 3 oyundan en az 1 tanesine gidilip, Dostlar Tiyatrosunu ve Genco Erkal'ın muazzam performansını izlemek gerekiyor.

8- Diğer Oyunlar:

Ankara Devlet Tiyatrosu: Hürrem Sultan, Ben Ödüyorum, Euridice'nin Elleri, 33 Varyasyon, Bir Hilal Uğruna, Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun, Krem Karamel

Mavi Sahne: Tuluatmasyon (2-9 Şubat 2013)

- Tiyatro Tempo: Benim Sevgili Yağmurum (1 Şubat 2013 Cuma)

- İstanbul Tiyatro Topluluğu: Bir Delinin Hatıra Defteri (9 Şubat 2013 Cumartesi)

- Tiyatro 1112 Garaj: Bir Evladın Terbiye Hadisesi (2-3 Şubat 2013)

- Müjdat Gezen Sanat Merkezi: Bir Güvercin Kanadında Yaşıyoruz İnadına (1 Şubat 2013 Cuma), Müfettişler Müfettişi (2-9 Şubat 2013 Cumartesi)

- Tiyatro Kafe: Laga Luga (2 Şubat 2013 Cumartesi), Şu İşe Bak (9 Şubat 2013 Cumartesi), Dehşet Odası (6 Şubat 2013 Çarşamba)

- Ankara Sanat Tiyatrosu: Selamün Kavlen Karakolu (2-8 Şubat 2013), Giderayak (9 Şubat 2013), Zübük (1-3-10 Şubat 2013)

- Ankara Simurg Oyuncuları Tiyatrosu: Hayyam (2-8-9 Şubat 2013)

- Mor Çilek: Kimsesizliğin Kimseleri Sokak Çocukları (1 Şubat 2013)

- Ertan Gösteri Merkezi: Yaşam Oyunu (8 Şubat 2013)

- Başkent Kültür Sanat Tiyatrosu: Yedi Kocalı Hürmüz (2-9 Şubat 2013 Cumartesi)

- Başkent Tiyatroları: Aşkın Pazarı (2-3 Şubat 2013), O Nefeste Gizli Herşey (6-10 Şubat 2013), Hayal Kahvesi (7 Şubat 2013)

25 Ocak 2013 Cuma

Mojo (Stüdyo Cer)

Mojo Afiş
Bu blogda sıkça atıfta bulunulan bir oyundu Mojo. Nedeni benim için ayrı önem taşımasıydı. O güne kadar olan tiyatro ilgimi belki de ilgiden, ileride bir kariyer hedefi olarak değiştirmeme yol açacak oyunların başında geliyordu. Zira bünyemize aşılanan kalıplaşmış çerçeve sahne oyunları ve abartılı Shakespeare oyunculukları dışında da bir tiyatro anlayışının var olduğunu bizlere gösteriyordu. Mojo aslında dünya üzerinde özellikle 90'lı yıllarda yaygınlaşan, Türkiye'ye 2000'li yıllarda gelen ve günümüzde artık pek çok örneğini görebileceğimiz "İn-Yer Face" akımının Türkiye'de ve Ankara'da ilk temsilcilerinden birisiydi. 

İn-Yer Face bugün bile hala daha sınırları tam olarak çizilmiş bir tiyatro akımı değil. Fakat tiyatroyu, büyük çerçeve sahnelerden alıp, daha küçük ve alternatif sahnelere taşıyan, işlediği konularla ve üslubuyla izleyicinin ezberini bozan pek çok oyun artık İn-Yer Face olarak kabul görüyor. Bu noktada, oyunların sahnelenişi oyunlara tam bir İn-Yer Face özelliği kazandırmasa da -ki bu oyunları İn-Yer Face çatısı altında değil, alternatif tiyatro olarak gruplamak daha doğru olur- oyunların işlediği konulardaki ezber bozuculuk -ki bu noktada işlenen ve gösterilen öğelerdeki müstheçenlik, şiddet, argo kullanımının sıklığı gösterilebilir- ve izleyicilerin tabularını yıkma gayesi bu akımı daha doğru ifade eder. Bu noktada, oyunların sahnelenişi bir araç olmakla beraber, günümüzün bir ihtiyacı olma haline yavaş yavaş gelmektedir. Zira büyük salonlarda, çerçeve sahnelerde sahnelenen oyunların hiç birinin veremeyeceği etki, bu tarz alternatif sahnelerle ve bilhassa in-yer face diyebileceğimiz arka plana sahip oyunlarla izleyiciye verilebilmekte.

Sıska-Mickey
Bu nedenlerle 3 yıl önce Mojo'yu ilk izlediğimde büyük bir ilgi oluşmuştu tiyatronun bizlere yeni bu akımına karşı. Bundan sonraki çalışmalarım da hep bu akım üzerine oldu, hatta edindiğim meslekten farklı kariyer planları yapmama ve 2. bir üniversite okumama kadar iten bir sürecin başlangıcı oldu. Bu noktada 3 yıl sonra Mojo oyununun tekrar sahneleneceği haberini almak olağanüstüydü. Hele hele, Ankara'da, alternatif tiyatro sahnelerine dair neredeyse hiç bir girişim yokken, Hayvan Çiftliği ile adeta Ankarada'ki çerçeve sahne ve klasik oyun sahnelenme kartelini bozan Stüydo Cer kapsamında, Mojo'nun sahnelenecek olması daha bir heyecan vericiydi.

Mojo 1950'li yıllarda, Londra Soho'da, bir gece kulübünde geçiyor. Soho, Londra'nın eğlence merkezi olarak adlandırılan bir yer ve bünyesinde pek çok barı, gece kulübünü, tiyatroları barındırıyor. Atlantik gece kulübünün sakinlerinin, uyuşturucu ve cinsellik arka planlı 'rahat' yaşantıları, kulüp sahibi Ezra'nın öldürülmesi ve cesedinin gece kulübünün çöp kutularına bırakılmasıyla farklı bir hava kazanıyor ve bu cinayet ekseninde aslında pek çok ilişki sorgulanmaya başlıyor. 


Potts-Şekerci-Mickey
Oyun, karakterlerin içerisinde bulunduğu durumu, gece kulübünün yer altılılığını, dönemin etkilerini oldukça başarılı bir şekilde veriyor. Soho'nun bu eğlence merkezi durumu içerisindeki hali, müzikler, uyuşturucu partileri, cinsellik öğeleri, alışagelmiş anlatımın ve kalıplaşmış sahnelemenin ötesinde yer alarak, in-yer face'in birincil öğelerinden tabu yıkma misyonu yolunda emin adımlar atıyor. Belki ülke şartları gereği daha 'cesur' adımlar atmak daha olanaksız, fakat Mojo yine de sınırları zorluyor. Çoğunluğu homofobik ve önyargılı bir topluma, eşcinsel karakterleri -hatta ve hatta eşcinsel bir seks kölesini- ve uyuşturucu partilerini cesurca göstererek, in-yer face'in bu misyonunu başarıyla yerine getiriyor. Bu noktada belki de, oyunun arka planında işleyen hikaye, yani gece kulübü sahibi Ezra'nın ölümü belki de ikincil bir noktaya geliyor. Aslında her karakterin farklı hikayeleri önem kazanıyor. Zira kolay kolay pek çok oyunda ve hatta filmde cesaret edemeyen konular Mojo'nun belkemiğini oluşturuyor ve koca bir alkışı hak ediyor.

Sıska'nın üzerinde çok değinilmeyen fakat izleyiciye hissettirilen seks köleliği ve buna bağlı olarak, Atlantik gece kulübü sakinlerince dahi dışlanışı, gördüğü eziyetler ve homofobik ifadelerle dışlanışı, ezilmesi; Bebe'nin çocukluğunda babası tarafından uygulanan ensest taciz; Mickey'in kişisel hırsları uğuruna yaptıkları, akıllara ilk gelen örnekler. 
Bebe
Ezra'nın ölümüyle beraber karakterlerin, 'zevk' ve 'keyif' için yaptıkları eylemlerden uzaklaşarak hem bireysel bir sorgulama hem de olayın sorgulanmasıyla ortaya çıkan gerçekler ve fakat çok güçlü olmayan arkadaşlık ilişkilerinin dahi, en keskin noktalarda uçlarda olarak güçlenip-gelişmesi gibi aslında çok alt hikayeleri bünyesinde de taşıyor. Ezra'nın ölümünden sorumlu olanların araştırılmaması ve bunun yerine gece kulübü üzerine yapılabilecek bir saldırı için çalışanları örgütleyen Mickey, bu örgütlenmeyi sorgusuz kabul eden kulüp çalışanları ve Ezra'nın oğlu Bebe etrafında dönen asıl hikayede ise, daha acı bir tablo izleyiciye sunuluyor. Bütün bu sıkıntılar içerisinde en güvenilmesi gereken kişi tarafından görülen ihanet ve buna bağlı yaşanan olaylar, oldukça acı bir hikaye örgüsüyle noktalanıyor. Babasıın ölüm haberine pek 'üzülmediği' gözlenen Bebe karakterinin aslında gerçeklerin tam farkında olarak hareket edişi, gerçekleri ortaya çıkarışı, gündelik hayatta karşılaşılabilecek türden bir 'ihanet'in etkilerini, ihaneti gerçekleştirenin değil fakat onu kayıtsız şartsız destekleyen kişinin ölümüyle tavan yapıyor. Bebe'nin, Ezra'nın intikamını alış şekli ise ölümden bile beter bir durum olarak Mickey'in dünyasında yer buluyor.

Oyun, 3 yıl önce dib sahnede sahnelendiği zaman, izleyiciler bar taburelerinde oturuyor ve oyunun oynandığı sahneye göre koltuklarını döndürerek oyunu izliyorlardı. Dib Sahne'ye konumlandırılmış 3-4 farklı sahnecik vardı ve oyun nerede oynuyorsa izleyici oraya dönerek oyunu izleyebiliyordu. Stüdyo Cer'de ise yine bu sahnecikler özünde temel olarak yer alıyor fakat bu sefer daha bütün bir dekor olarak, Atlantik Bar'ın, bar kısmı olarak izleyicinin ortasında yer alıyor ve oyunun akışkanlığı açısından müthiş bir uyum gösteriyor.

Bebe-Parlak Johnny
Reji çok akıcı ve oyunun arka planıyla da uyuşacak bir biçimde, 'durmaksızın' bir performans sahneleniyor. Sabit sahneler yok denebilecek kadar azken, 3 yıl önceki oyuna göre bazı farklılıklar dikkat çekiyor. Hafızam yanıltmıyorsa, 3 yıl önceki oyunda daha fazla içki tüketimi varken -Dib Sahnenin bar olması bu duruma daha elveriş sağlıyordu- Stüdyo Cer sahnelenişinde içki tüketimi azalmış görünüyor. Bar olmasına rağmen, bu oyunda daha az içkiye başvuruluyor. Bununla beraber 3 yıl önceki oyunda var olan tuvalet sahnesinin bu oyunda yer almadığını görüyoruz. Sigara tüketimi ise çok gerçekçi, zira bu tarz arkaplana sahip bir oyunda karakterlerin hiç veya az sigara tüketmeleri beklenemezdi.

Şiddet sahneleri çoğu izleyicinin alışmadığı gerçeklikte ve rahatsız edicilikte olmasına rağmen, göreceli olarak az kaldığını dahi söylemek mümkün. Fakat oldukça fazla argo ve küfür kullanımı yine aslında bir 'tabu yıkıcılık' misyonu üstleniyor. Bu noktada yaşanan bir iki sıkıntı gözlerden kaçmıyor değil.  Öncelikle, ülkemizde yer alan 'küfür=komik' olgusu bu oyunda da hayat buldu. Evet, oyun içerisinde yer alan bazı argo kullanımlar veya küfürler komik olup izleyici reaksiyonu alabilir, fakat aslında dramatik ve önemli bir konuşmada yer alan küfüre verilen gülme reaksiyonu, bu sahnelerin dinamiğini bozuyor. İkinci sıkıntı ise tercümesel noktada karşımıza çıkıyor. Bazı küfürler tercüme süzgecinden Türkçe'ye çevirildiği zaman, karakterlerin ağzında 'yapay' kalıyor. Bu hiç şüphesiz, karakterlerin Türkçe'nin alışık olduğu şekilde küfür veya argo kullanmaları anlamına gelmiyor. Sadece oyunun realist ve vurucu yapısını, düşük etkili de olsa 'yapaylaştırıyor'

Mickey-Bebe 
Müzikler tek kelimeyle olağanüstü. Hem oyunun arka planını başarıyla izleyiciye aktarıyor hem de oyunun bütünüyle, rejisiyle mutlak bir uyum gösteriyor. Aynı şeyi ışıklar için de söylemek mümkün, zira Stüdyo Cer şunu gösterdi ki, her oyun için çok sayıda ve kalitede ışık kullanmak mümkün. Mojo'da bu nimetten faydalanarak, sahnelerin dinamiklerine göre çok başarılı ışık kullanımlarını bizlere sunuyor. Reji, yukarıda da belirttiğim üzere hem kalıp dışılığıyla hem de göz yormayan akıcılığıyla, çok farklı ve güzel bir tiyatro deneyimi  vaad ediyor. İlham Yazar, bu tarz kalıp dışı rejileri çok başarıyla uyguluyor. (Yastık Adam, Jerry ve Tom gibi oyunlarda da gördüğümüz üzere) Mekanın oturma düzenine bağlı olarak bazı bölümlerde sıkıntı yaşansa da -oyuncuların sahneyi kapatması gibi- bu durumu alternatif sahnelerin küçük bir handikapı olarak görmekte ve aslında daha büyük resme baktığımızda büyük bir sıkıntı olmadığını düşünmekte fayda var.

Oyunculuklar oldukça başarılı -3 yıl önce sürekli oynamanın verdiği alışkanlıkla daha oturmuştu- fakat oturmayan bir kaç nokta var gibi. Bir kaç oyundan sonra bu sıkıntının da düzeleceği aşikar, zira oyun 3 yıl önceki kadronun aynısıyla sahneleniyor. Özellikle, Sıska karakteri ve Berkan Şal'ın performansını her iki sahnelenişte de çok beğendiğimi söylemek istiyorum.

Şekerci-Potts
Stüdyo Cer, Hayvan Çiftliğinden sonra yine çok başarılı bir prodüksiyonla karşımıza çıkmış. Ankara'lı tiyatroseverlerin, İstanbulda'ki başarılı alternatif tiyatro sahnelerince sahnelenen oyunlara karşı kıskançlığını ve bu tarz oyunlara olan açlığını doyurmak için elinden geleni yapıyor. Bu noktada StüdyoCer kapsamında sahnelenecek diğer oyunları daha da bir merakla beklememizi sağlıyor. Bundan böyle, Mojo, Cuma-Cumartesi-Pazar günleri 20.30'da Stüdyo Cer'de olacak. Her tiyatro severin kaçırmaması gereken bir oyun.

Künye:
" MOJO "
JEZ BUTTERWORTH

Çevirmen:
Özge Kayakutlu
Genel Sanat Yönetmeni:
Erdal Beşikçioğlu
Yönetmen:
İlham Yazar
Dramaturg:
Özcan Özer
Işık:
Mustafa Bal
Dekor Kostüm:
Ercan Eker
Müzik:
Ali Erel
Reji Asistanı:
Ebru Tartıcı
Grafik Tasarım:
Negrican Birlik
Sahne Amiri:
Fatih Katırcı

Oyuncu Kadrosu:
Nusret Şenay
Doruk Nalbantoğlu
Ali Yoğurtçuoğlu
İnanç Konukçu
Berkan Şal
Engin Öztürk

17 Ocak 2013 Perşembe

Ankara Tiyatro Rehberi 8 (18 Ocak 2013 - 28 Ocak 2013)

Bu hafta Ankara'da tiyatro için çok güzel bir hafta. Uzun zamandır Ankara'da tiyatroya dair güzel şeyler neredeyse tek tük olurken, bu az sayıda güzel şeye imzasını atan pek çok insanın bir araya geldiği Mojo isimli oyun 3 yıl aradan sonra tekrar sahneleniyor. İlk olarak Erdal Beşikçioğlu'nun sanat yönetmenliğini yaptığı Dib Sahne'de, İlham Yazar rejisiyle sahnelenen, belki de o güne değin Ankara'da sahnelenmiş ilk in-yer face oyun olan Mojo aynı kadroyla artık Cer Modernde sahnelenmeye başlıyor. Bu rehberde de her zamanki gibi haftanın öne çıkan oyunlarına değinip, sahnelenecek bütün oyunlara da yer vereceğiz.

1- Mojo (Stüdyo Cer):
Mojo Afiş
Mojo pek çok açıdan heyecanlandırıcı bir oyun. Tiyatroya dair güzel işler yapan kişilerin ortak üretimi, başarılı çalışmalarının bir sonucu. İlk olarak 3 yıl önce, Erdal Beşikçioğlu'nun sanat yönetmenliğini yaptığı Dib sahnede sahnelenmiş, olumlu yorumlar almıştı. Fakat Mojo'yu diğer oyunlardan ayıran aldığı yorumlardan ziyade, yenilikçi tarzı ile başarıyla sahnelenmiş olmasıydı. O güne kadar özellikle DOT dışında Türkiye'de pek tanınmayan bir akımı sahneye taşıyordu oyun. Bugün farklı şehirlerde, farklı tiyatroların artık bu tarz oyunlar oynamadığı gün sayısı yokken, klasik, tek düze oyunlardan bıkan izleyici için bir ferahlama noktasıydı. Sadece In-Yer Face akımına yönelik olması değil, kalıpları aşarak, yenilikçi bir rejiyle sahnelenişi de Ankara izleyicisi için pek çok şeyi müjdeliyordu. Mojo, pek çoklarının kesişim noktasıydı. Oyunun yönetmen koltuğundaki İlham Yazar, bugün devlet tiyatrolarında Yastık Adam ve Jerry ve Tom gibi yenilikçi rejiye sahip hatta yer yer in-yer face oyunlarını sahneliyor. Oyunun oyuncularından İnanç Konukçu, Berkan Şal, Engin Öztürk bugün Behzat Ç.'de çok başarılı performanslar sergiliyorlar. Doruk Nalbantoğlu, Ali Yoğurtçuoğlu, Nusret Şenay da başarılı performanslara imza atıyorlar.

Bugün yıllardan sonra Mojo tekrar sahnelere dönüyor. Oyun artık izleyicinin karşısına Cer Modern'de çıkacak. Cer Modern / Stüdyo Cer tam anlamıyla Ankara tiyatro yaşamına farklı bir soluk ve konsept getirmiş durumda. İstanbula oranla Ankara'nın özel tiyatroları karşılaştırılamayacak kadar başarısız ve tek düze ilerlerken, Stüdyo Cer bu gidişe Hayvan Çiftliği oyunuyla dur demiş ve gelecek projeleri ile heyecanlandırmıştı. İşte bu noktada Mojo, Stüdyo Cer'in ikinci projesi olarak gerçekten o heyecan uyandırma hissini en yükseklerde yaşamamızı sağlıyor.

İlham Yazar'ın yönettiği oyun 25-26-27 Ocak 2013 tarihlerinde Stüdyo Cer'de olacak. Dib Sahnedeki izleyicilerin dönebilen koltuklarıyla, farklı rejiler sunulmuştu. Stüdyo Cer'de nasıl bir reji ve sahneleme izleyeceğimizi gerçekten çok merak ediyorum.

2- Bir Delinin Hatıra Defteri (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Bir Delinin Hatıra Defteri
Yıllardır Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oynayan, Gogol'un eseri Cem Emüler yönetmenliğinde ve Erdal Beşikçioğlu oyunculuğunda sahneleniyor. Farklı dekoru, rejisi ve muhteşem oyunculuğu ile oyunun biletleri çıktığı anda tükeniyor. Hatta bu oyuna bilet bulabilmek için gişe önünde sabahlayanlar dahi oluyor. Bilet bulursanız kaçırmamanız gereken bu oyun, Stüdyo Sahne ve Cüneyt Gökçer Sahnesinden sonra şimdi de Akün Sahnesinde. Talebin yoğunluğu karşısında 100 kişilik oturma düzeni 150 kişiye çıkarılmış durumda ama ne yazık ki yine biletler tükenmiş. Bir şekilde bilet edinebilirseniz ya da şanslıysanız boşalan bir koltukta yer bulabilirseniz muhakkak gidip görmeniz gerekiyor. Oyun 18-19-23-24-25 Ocak 2013 tarihlerinde Akün Sahnesinde sahnelenecek.

3- Cesaret Ana ve Çocukları (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Cesaret Ana ve Çocukları
Epik Tiyatro'nun kurucusu, Berthol Brecht'in en başarılı oyunlarından biri sayılan Cesaret Ana ve Çocukları, İrfan Şahinbaş Atölye sahnesinde sahneleniyor. Ayşe Emel Mesci rejisinde sahnelenen bu oyunu henüz izleme fırsatı bulmasam da hem gelen tepkilerin oldukça olumlu olması hem de İrfan Şahinbaş sahnesinin yenilikçi rejilere müsait bir ortam sunmasıyla, izlenme listesine alınması gereken oyunların başında geliyor. Ayrıca bir Brecht klasiği olarak oyunda yer alan Orkestra da, izleyicinin ilgisini çekebilecek nitelikte. Oyun 19 ve 30 Ocak 2013 tarihlerinde İrfan Şahinbaş sahnesinde sahnelenecek. Kısa bir not, oyunun süresinin uzunluğu ile İrfan Şahinbaş sahnesinin uzaklığı çekinceler yaratmasın. Zira Büyük Tiyatro önünden oyundan 1 saat önce servis kalkıyor. Aynı şekilde oyun bitiminde de servisler izleyicileri Büyük Tiyatro'ya ücretsiz taşıyor.

4- Yastık Adam (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Yastık Adam
Hiç şüphesiz son yıllarda Ankara Devlet Tiyatrosunca sahnelenmiş en ilginç ve en beğenilen oyunların başında geliyor Yastık Adam. Farklı sahneleniş tarzı, ilginç konusu, sağlam metni ve tabi ki olağanüstü oyunculuklarıyla 2 yıldır sahnelenen bu oyun, izleyenler tarafından tam puan oluyor. Daha önce bu blogda da bir incelemesine yer verdiğimiz Yastık Adam, Martin McDonagh'ın kaleminden çıkıp İlham Yazar rejisiyle izleyiciyle buluşuyor. İlham Yazar tiyatro adına gerçekten oldukça yenilikçi işler yapan ve sürekli kendini yenileyen ve güzel işlerin altına imza atan bir yönetmen, ayrıca bu yıl yine Ankara Devlet Tiyatrosunda, Jerry ve Tom isimli oyunun yönetmenliğini yapıyor. Sadece onun yönetmenliğini izlemek için bile gidilebilir. Oyun 8-23-24-26 Ocak 2013 tarihlerinde İrfan Şahinbaş sahnesinde sahnelenecek. Oyun bu yıl pek çok kez Şinasi sahnesinde de sahnelenmesine rağmen, bu oyunun asıl sahnelenme yeri ve evi İrfan Şahibaş sahnesi olarak oyunu burada da izlemekte büyük fayda var.

5- Kerbela (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Kerbela
Ankara Devlet Tiyatrosunun bir kaç yıldır gedikli oyunlarından olan Kerbela, kalabalık kadrosu, başarılı oyunculukları, reji başarısı ile dikkat çeken bir oyun. Ali Berktay'ın kaleminden çıkan ve Ayşe Emel Mesci rejisiyle sahnelenen bu tarihsel oyunda, Kerbela'da yaşananlar anlatılıyor. Uzun süresi bir handikap gibi görünse de, Devlet Tiyatrolarının başarılı yapımlarından birisi olan bu oyun da fırsat olduğu takdirde izlenmeli, zira her anlamıyla çok başarılı bir yapım. Oyun 22-25-27 Ocak 2013 tarihlerinde Büyük Tiyatro'da sahnelenecek.

6- Dolores Claiborne (Ankara Devlet Tiyatrosu):
Dolores Claiborne
Geçtiğimiz ay prömiyer yapan oyun, Stephan King'in aynı adlı eserinden sahneye uyarlanan bir yapım. Reji koltuğunda Hakan Çimenser yer alıyor. Stephan King öykülerinin-romanlarının ilginçliği oyunun ilgi çekiciliğine işaret ediyor. Oyunun konusu kadar ilk gelen yorumlara göre dekor ve sahnelenmesi de oldukça ilgi çekici olduğu yönünde. Ankara Devlet Tiyatrolarının sıkı takipçilerinin yakından tanıdığı ve başarılı oyunculuklarına alıştığı Hakan Çimenser'in rejisörr Mithat Erdemli'nin ise yardımcı rejisör olması ise oyuna gitme isteği uyandıran diğer unsurlar. Oyun 22-26 Ocak 2013 tarihleri arasında Şinasi sahnesinde sahnelenecek.

7- Kuçu Kuçu (Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu) - TURNE:
Kuçu Kuçu
Son zamanlarda oldukça başarılı eleştiriler alan Kuçu Kuçu isimli oyun Selen Uçer ve Özgü Namal'ın başarılı performanslarıyla dikkat çekiyor. Kerem Ayan'ın yönettiği oyunun konusu ise şöyle: "Kocasından önce gelen Melis'i, Kudret Bey'in karısı Melda karşılar. Melda ve Melis, tanışıp sohbet ederek kocalarının işten gelmesini beklemeye başlarlar. Zaman ilerledikçe sohbetin rengi değişir. Belki de onları bir araya getiren şey sadece kocalarının iş ilişkisi değildir. İki genç kadının geçmişlerindeki sırlar ortaya çıktıkça, olaylar da yavaş yavaş çığırından çıkar.
Nezaket kuralları dâhilinde başlayan bu karşılaşma acımasız bir hesaplaşmaya dönüşür. "

Oyun 21 ve 22 Ocak 2013 tarihlerinde Cüneyt Gökçer sahnesinde olacak.



8- Diğer Oyunlar:


Ankara Devlet Tiyatrosu: Hürrem Sultan, Ben Ödüyorum, Euridice'nin Elleri, 33 Varyasyon, Venedik Taciri, Hüzzam, Keçiler Adası, Aşk Hastası, Fosforlu Cevriye, Bir Kahve Molası - Karıncalar, Ben Feuerbach, Kış Gelmeden, Dönülmez Akşamın Ufkundayız

Mavi Sahne: Gıres - Angaralı (25-26-27 Ocak 2013), Tuluatmasyon (18-19 Ocak 2013)

- Yön Sanat Atölyesi: Azrail Blöf Yapmaz (26 Ocak 2013 Cumartesi)

- Tiyatro Tempo: Macbeth- Bir Fikr -i Firar Meseli (19 Ocak 2013 Cumartesi),  Biedermann ve Kundakçılar (25 Ocak 2013 Cuma)

- Müjdat Gezen Sanat Merkezi: Bir Güvercin Kanadında Yaşıyoruz İnadına (18-25 Ocak 2013 Cuma), Müfettişler Müfettişi (19 Ocak 2012 Cumartesi)

- Başkent Oyun Atölyesi: Doğaçlama Geceleri (18-25 Ocak 2013)

- Ankara Sanat Tiyatrosu: Selamün Kavlen Karakolu (19-25-26 Ocak 2013), Giderayak (18 Ocak 2013)

- Ertan Gösteri Merkezi: Gülmüşüm Hayatına (26 Ocak 2013 Cumartesi), Yaşam Oyunu (18-19-20 Ocak 2013)

- Ankara Simurg Oyuncuları Tiyatrosu: Hayyam (18-19-20 Ocak 2013)

- Mor Çilek: Kimsesizliğin Kimseleri Sokak Çocukları (20-27 Ocak 2013)

- Argem: Kadın Oyunları (20 Ocak 2013 Pazar)

- Tiyatro Kafe: Laga Luga (25 Ocak 2013), Matruşka (23 Ocak 2013 Çarşamba), Şu İşe Bak (26 Ocak 2013 Cumartesi), Senden Benden Bizden (19 Ocak 2013)

- Hayal Kumpanyası: Sınır (28 Ocak 2013 Pazartesi)

- Ankara Halk Tiyatrosu: Uysal Yurttaş Projesi (18-19-25-26 Ocak 2013)

- Başkent Kültür Sanat Tiyatrosu: Yedi Kocalı Hürmüz (19 Ocak 2013 Cumartesi)

- Başkent Tiyatroları: Ağaçlar Ayakta Ölür (20 Ocak 2013)

- Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu (Turne): Basit Bir Ev Kazası (23 Ocak 2013)

- Perdeci Oyuncular (Turne): Adalet, Sizsiniz (25-26-27 Ocak 2013)

- TiyatroGerçek (Turne): Sanat (28 Ocak 2013)

10 Ocak 2013 Perşembe

Ankara Tiyatro Rehberi 7 (10 Ocak 2013 - 17 Ocak 2013)

2013'e girmemizle tiyatro adına güzel gelişmeler de yaşanmaya başlandı. İlk güzel haber, blogda da yer buldukça bahsettiğim, Mojo isimli oyunun Ocak ayının sonunda aynı kadroyla yeniden sahnelenecek olması oldu. Hayvan Çiftliği incelemesinde bahsettiğim üzere Ankara'da tiyatro adına yenilikçi işler yapan 2 ismin  -İlham Yazar ve Erdal Beşikçioğlu - yine bir araya geliyor ve Mojo, Ocak ayının sonundan itibaren Cer Modern'de sahnelenecek. Cer Modern tiyatro adına güzel işler yapmaya devam ederek, Ankara Tiyatro izleyicisinin iştahını kabartmaya devam ediyor. Bu rehberde de her zamanki gibi haftanın öne çıkan oyunlarına değinip, sahnelenecek bütün oyunlara da yer vereceğiz.

1- Yastık Adam (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Yastık Adam
Hiç şüphesiz son yıllarda Ankara Devlet Tiyatrosunca sahnelenmiş en ilginç ve en beğenilen oyunların başında geliyor Yastık Adam. Farklı sahneleniş tarzı, ilginç konusu, sağlam metni ve tabi ki olağanüstü oyunculuklarıyla 2 yıldır sahnelenen bu oyun, izleyenler tarafından tam puan oluyor. Daha önce bu blogda da bir incelemesine yer verdiğimiz Yastık Adam, Martin McDonagh'ın kaleminden çıkıp İlham Yazar rejisiyle izleyiciyle buluşuyor. İlham Yazar tiyatro adına gerçekten oldukça yenilikçi işler yapan ve sürekli kendini yenileyen ve güzel işlerin altına imza atan bir yönetmen, ayrıca bu yıl yine Ankara Devlet Tiyatrosunda, Jerry ve Tom isimli oyunun yönetmenliğini yapıyor. Sadece onun yönetmenliğini izlemek için bile gidilebilir. Oyun 8-9-10-11-12-13 Ocak 2013 tarihlerinde Şinasi sahnesinde sahnelenecek. Blog'un ve oyunun sıkı takipçilerinin bildiği üzere, Şinasi Sahnesinin çerçeve sahne yapısı aslında oyunun ruhuyla çok bağdaşmayan ve belki de etkisini azaltan bir sahne. 

2- Jerry ve Tom (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Jerry ve Tom Afiş
Farklı dekoruyla dikkat çeken oyun, Ankara Devlet Tiyatrosunda bu yılın gözdelerinden şimdiden olmuş durumda. Bilet bulmak neredeyse imkansız. İki kiralık katilin hayatlarından kesitler anlatan oyunun yönetmen koltuğunda İlham Yazar var. Şu hayatta oyunu bilmeden, sadece yönetmen ismine bakıp oyununa gideceğim 2-3 kişiden birisi. Ankara Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahnelenmeden önce yine İlham Yazar yönetmenliğinde yıllar önce, Erdal Beşikçioğlu'nun sahibi olduğu Dib Sahne'de sahnelenmişti bu oyun. Fakat çok az gösterim yapıldığı aklımda kalmış. Yastık Adam'dan sonra yine Ankara izleyicisine oldukça farklı bir deneyim sunuyor oyun. Gerilim, dram, komedi unsurlarını bir arada taşıyan oyunda en dikkat çekici unsur hiç şüphesiz izleyicilerin oturduğu dönme mekanizmalı oturma sistemi. Oyun 11-13 Ocak 2013 tarihlerinde Stüdyo Sahne'de ve arada bazı biletler boşa çıkıyor. Uzun süre sonra bilet bulma imkanı olabilir bu oyuna.

3- Hayvan Çiftliği (Stüdyo Cer):


Hayvan Çiftliği

Sonunda gidip görebildiğim, hatta blogda incelediğim bu oyun, her rehberimize liste başı olarak haklı olarak giriyor. Ankara'daki özel tiyatroların üretim azlığına inat ilaç gibi gelen bir oyun Hayvan Çiftliği. Cer Modern bünyesinde kurulan Stüdyo Cer'de sahnelenen oyun, dünyaca ünlü yazar George Orwell'in aynı adlı romanını Erdal Beşikçioğlu rejisiyle sahneye taşıyor ve farklı sahnelenişi, farklı tarzıyla dikkati çekiyor. Uzun zamandır Ankara'da görülmemiş bir renk katıyor Ankara Tiyatro hayatına. Romanda geçen meşhur, Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir, sözünü afişine taşıyan bu oyun kaçırılmaması gereken oyunlar listesinde en tepeye oynuyor. Son yıllarda bir kaç farklı devlet tiyatroları yapımına oldukça ilgi gösteren Ankara izleyicisi şimdiden bu oyunu da oldukça sahiplenmiş durumda ve biletler kısa sürede tükeniyor. Erdal Beşikçioğlu hem oyunculuk hem de rejisörlük anlamında farklı işler yapmaya devam etmesi de oldukça güzel. Zira artık klasik kalıplı oyunlar izleyicinin ilgisini pek çekmiyor. Oyun 10 Ocak 2013 tarihlerinde Stüdyo Cer'de sahnelenecek.

Oyunda oyuncular, sopa destekleriyle hareket ediyorlar ve bu hareketleriyle canlandırdıkları hayvanı başarıyla gösteriyorlar. Oyuncuları %100 bir şekilde o hayvanın bütün unsurları gösterecek şekilde değil fakat çağrıştıracak şekilde bir reji benimsemiş Erdal Beşikçioğlu. Bu nokta çok başarılı zira, oyuncuların vücut kullanımları yer yer temsil ettikleri hayvanlara ilişkin sesleri çıkarmaları son derece başarılı. Bu nokta önemli zira, Hayvan Çiftliği gibi sadece hayvanlar arasında geçen bir oyunda kullanılan reji hem oyuna akışkanlık sağlamış hem de karakterlerin sadece birer hayvan olmadıklarını aslında temsil ettikleri imgeler olduğunu vurgulayacak şekilde yapılmış. 

4- Cesaret Ana ve Çocukları (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Cesaret Ana ve Çocukları
Epik Tiyatro'nun kurucusu, Berthol Brecht'in en başarılı oyunlarından biri sayılan Cesaret Ana ve Çocukları, İrfan Şahinbaş Atölye sahnesinde sahneleniyor. Ayşe Emel Mesci rejisinde sahnelenen bu oyunu henüz izleme fırsatı bulmasam da hem gelen tepkilerin oldukça olumlu olması hem de İrfan Şahinbaş sahnesinin yenilikçi rejilere müsait bir ortam sunmasıyla, izlenme listesine alınması gereken oyunların başında geliyor. Ayrıca bir Brecht klasiği olarak oyunda yer alan Orkestra da, izleyicinin ilgisini çekebilecek nitelikte. Oyun 10-12-16-17 Ocak 2013 tarihlerinde İrfan Şahinbaş sahnesinde sahnelenecek. Kısa bir not, oyunun süresinin uzunluğu ile İrfan Şahinbaş sahnesinin uzaklığı çekinceler yaratmasın. Zira Büyük Tiyatro önünden oyundan 1 saat önce servis kalkıyor. Aynı şekilde oyun bitiminde de servisler izleyicileri Büyük Tiyatro'ya ücretsiz taşıyor.

5- Bir Delinin Hatıra Defteri (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Bir Delinin Hatıra Defteri
Yıllardır Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oynayan, Gogol'un eseri Cem Emüler yönetmenliğinde ve Erdal Beşikçioğlu oyunculuğunda sahneleniyor. Farklı dekoru, rejisi ve muhteşem oyunculuğu ile oyunun biletleri çıktığı anda tükeniyor. Hatta bu oyuna bilet bulabilmek için gişe önünde sabahlayanlar dahi oluyor. Bilet bulursanız kaçırmamanız gereken bu oyun, Stüdyo Sahne ve Cüneyt Gökçer Sahnesinden sonra şimdi de Akün Sahnesinde. Talebin yoğunluğu karşısında 100 kişilik oturma düzeni 150 kişiye çıkarılmış durumda ama ne yazık ki yine biletler tükenmiş. Bir şekilde bilet edinebilirseniz ya da şanslıysanız boşalan bir koltukta yer bulabilirseniz muhakkak gidip görmeniz gerekiyor. Oyun 15-16-17-18-19 Ocak 2013 tarihlerinde Akün Sahnesinde sahnelenecek.

6- Diğer Oyunlar:

Ankara Devlet Tiyatrosu: Hürrem Sultan, Fosforlu Cevriye, Ben Ödüyorum, Yosunlar, Euridice'nin Elleri, 33 Varyasyon, Venedik Taciri, Hüzzam, Krem Karamel, Keçi Adası, Aşk Hastası

Mavi Sahne: Gıres - Angaralı (11-12-13 Ocak 2013), Tuluatmasyon (18-19 Ocak 2013)

- Tiyatro Tempo: Bir Beckett Oynamak (11 Ocak 2013 Cuma)

- Müjdat Gezen Sanat Merkezi: Bir Güvercin Kanadında Yaşıyoruz İnadına (11-18 Ocak 2013 Cuma), Müfettişler Müfettişi (12 Ocak 2012 Cumartesi)

- Tiyatro Kafe: Dehşet Odası (15 Ocak 2013 Cumartesi), Deli Saçması (13 Ocak 2013 Pazar), Kuklacı (13 Ocak 2013 Pazar), Laga Luga (12 Ocak 2013 Cumartesi)

- Başkent Oyun Atölyesi: Doğaçlama Geceleri (11-18 Ocak 2013)

- Ankara Sanat Tiyatrosu: Selamün Kavlen Karakolu (11-12-19 Ocak 2013), Zübük (13 Ocak 2013 Pazar), Giderayak (12-18 Ocak 2013)

- Ankara Simurg Oyuncuları Tiyatrosu: Hayyam (11-12 Ocak 2013)

- Meydan Sahnesi: Sakıncasız (12 Ocak 2013)

- Başkent Kültür Sanat Tiyatrosu: Yedi Kocalı Hürmüz (12-19 Ocak 2013 Cumartesi)

- Başkent Tiyatroları: Bir Adam Yaratmak (12-13-17 Ocak 2013), Hayal Kahvesi (17 Ocak 2013), Ağaçlar Ayakta Ölür (16 Ocak 2013)

- Çamur'dan Tiyatro (Turne): Islah Evi (19 Ocak 2013)

- Tiyatro İstanbul: İsim - Şehir - Hayvan (15-16-17 Ocak 2013)