29 Eylül 2015 Salı

3 Şehir 3 Tiyatro 3 Oyun

Blog'daki son girdinin zamanına bakıyorum, 1.5 yıl olmamış bloga yazı yazalı. Bu süreçte 1-2 defa Solfasol'e yazı gönderdim, onun haricinde dava dilekçeleri ve 1-2 oyunlaştırma dışında galiba hiç bir yazı yazmadım. Blog epey boş kaldı. Bu yazıyla belki bu süreç de sonlanır. Kısa girizgahtan sonra yazının amacına gelelim. Geçtiğimiz Kurban Bayramı Atina'ya gitme fırsatım oldu. Atina, Yunan Kültürü deyince tiyatroseverlerin aklına gelecek pek çok şey var tabi. Benim de aklıma ilk gelen Antik Tiyatroda Yunanca bir oyun izlemek ne güzel olurdu düşüncesi idi. Şansıma gittiğim tarihlerde bu fırsatı yakaladım. Bu yazıda da gitme fırsatı bulduğum 3 farklı şehirdeki 3 tiyatro'ya dair bazı bilgiler vermek istiyorum. Zira izlediğim oyunlardan ziyade, oyunların sahnelendiği tiyatrolar özel ve etkileyici yerlerdi.

Shakespeare Globe Tiyatrosu - Londra/İNGİLTERE:



Orjinali Shakespeare ve arkadaşlarınca 1599 yılında kurulan Globe Tiyatrosu 1613'de bir yangında yok oluyor ve ertesi yıl yeniden inşa ediliyor fakat 1644 yılında tamamen yıkılıyor. 20. yüzyılda çeşitli girişim ve projelerle orjinal Globe Tiyatrosunun çok yakınına yine orjinal tiyatronun aslına sadık kalınarak bir tiyatro inşa ediliyor ve bu tiyatroya Shakespeare Globe Tiyatrosu adı veriliyor. Thames nehri kıyısında bulunan tiyatroda ağırlıklı olarak Shakespeare oyunları sahneleniyor. İçerisinde orjnial Globe Tiyatrosuna ait çizimler, bilgiler bulunan tiyatronun tiyatroseverleri son derece ilgisini çekecek bir hediyelik eşya dükkanı da bulunuyor. Bu dükkanda başta Shakespeare  ve Globe tiyatrosuna ait aklınıza gelebilecek her türlü ürün var.

Tiyatro orjinaline sadık olarak, küre şeklinde ve üstü açık olarak tasarlanmış. Sahne önündeki büyük açık alanda izleyiciler oyunu ayakta izliyor. Koltuklu kısımlarda ise fiyatlandırmalar kısımlara göre artıyor. En ucuz biletler ayakta izleme biletleri. Genellikle ayakta biletler için kampanyalar düzenleniyor ve insanların ucuza oyun izlemesinin önü açılıyor.



4 yıl önce bu tiyatroda Shakespeare'in Much Ado About Nothing oyunun izleme fırsatı buldum. Biletim ayakta izleme yerindendi ve o zamanlar bilet fiyatı 4 pounddu. (Güncel kurla 20 lira civarı bir rakam ediyor) Haaytımda izlediğim ilk yabancı dilde oyun olmasının yanı sıra tiyatronun yapısı, İngilizlerin oyun anlayışı beni çok etkilemişti. Öncelikle tiyatronun üstü açık olmasının da etkisiyle, oyun öncesi fuaye alanında çok sayıda yiyicek ve içecek standı bulunuyor. İnsanların oyunu izlerken bir şeyler yiyip-içmeleri bize ne kadar garip gelse de onlar içim oldukça normal.  

Globe Tiyatrosunda bir Shakespeare oyunu izlemek büyük şanstı çünkü bu tiyatronun asıl prodüksiyonları Shakespeare  oyunları üzerine. Sahne inanılmaz büyük. Hem enine hem derinlemesine hem de dik olarak sahnenin bütün imkanının kullanıldığı bir tiyatro. İngiliz aksanını algılamak anlamak zor olsa da oyunculuklar çok başarılıydı. Yine bizde olmayan bir tiyatro anlayışı ve geleneksel Shakespeare tiyatrosuna sadık kalınarak, izleyiciler sadece komik olaylara değil, üzücü, korkutucu vb. gibi her türlü olaya da reaksiyon gösteriyor. Komik sahnelerde güldükleri gibi, kötü karakter sahneye girince onu yuhalıyor hatta yer yer bir şey fırlatabiliyorlar. Yine izleyicinin şaşırtıcı bir olay olduğunda şaşırma efekti ya da korkunç bir olayda korkma efekti vermesi de oldukça şaşırtıcı gelmişti bana.



Oyunu izleme şekli de hayatımdaki en ilginç deneyimlerden birisiydi. Kimi izleyici biletlere daha çok para vererek uzaktan ama oturarak oyunu izlemeyi tercih ederken kimisi de az para ödeyerek ayakta ama sahneye çok daha yakın bir şekilde oyunu izlemeyi tercih etmişti. Koltuklarda oturmadığım için oradaki atmosfere bir şey diyemem. Fakat sahnenin çok yakınında belki onlarca kişiyle ayakta oyun izleme deneyimi oldukça enteresandı.

Netice olarak mimari açıdan, oyun kültürü açısından Shakespeare ve İngiliz Tiyatrosuna dair pek çok şey bulunabilecek bir tiyatro burası. Cabası izlenilen yapımlar da son derece ve kaliteli oluyor. Yolu Londra'ya düşen bir tiyatroseverin oyun izlemese de sahneyi ve tiyatroyu görme açısından uğraması gereken bir lokasyon Globe Tiyatrosu.

Odeon of Herodes Atticus - Atina/YUNANİSTAN:



İsadan Önce 161 yılında Herodes Atticus tarafından karısının anısına yaptırılan bu antik tiyatro Atinanın merkezindeki meşhur antik şehir Akropolis'in sınırları içerisinde yer alıyor. 20. Yüzyılın ortalarından itibaren çeşitli etkinliklere ev sahipliği de yapan bu yapıyı Akropolis ziyareti esnasında görmek mümkün. Atina seyahatimizde tesadüfen denk gelmesi üzerine bu tiyatroda Yunanistan Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen Euripides'in Troyalı Kadınlar oyununu izleme fırsatı buldum.

Atina'da, bir antik tiyatroda, bir tragedya izleme düşüncesi her tiyatrosevere cazip gelecek bir düşünce olsa gerek. Her ne kadar Yunanca olduğu için oyunu okumadıysanız bir şey anlamayacak olsanız da tiyatronun evrensel unsurlarından ötürü bu bir sorun olmayacaktır. Ne var ki benim izleme fırsatı bulduğum oyun teknik açılardan son derece sıkıntılar içeriyordu. Işık kullanımı belki de antik tiyatronun yapısından ötürü son derece başarısızdı. Reji adına sahnede neredeyse hiç bir şey yoktu. Bütün bunlara rağmen bu antik tiyatroda oyun izleme deneyimi yine de muhteşemdi.



Oyunun olduğu gün çiseleyen yağmur, gökgürültüleri eşliğinde ve ışıklandırılan parthenon'un devasa yapısı altındaki atmosferi kelimelere dökmek zor. Antik Tiyatronun kapasitesinin kaç kişi olduğunu bilmiyorum ama kötü hava şartlarına rağmen tiyatro neredeyse tamamen doluydu. 10 ila 35 euro arasında değişen bilet fiyatları Türk parasına çevrilince bir hayli fazla olsa da, Zor günler geçiren Yunanistanda dahi tiyatronun doluluğu sanata verilen önemi gösteriyor kuşkusuz.

Oyundan beklediğimi bulamasam da, Sanat konusunda da kültürlerimizin yunanlılar ile ne kadar örtüştüğünü gördüm. Tabi bizde olmayan bazı ilginçlikler de mevcuttu. Mesela tiyatrodaki görevliler telefonlarıyla uğraşan kişileri fotoğraf çekmeseler dahi anında uyarıyorlardı. Bunun telefonun ışığının yaratacağı kötü görüntü nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Yine yağmur biraz şiddetini arttırdığında çıkarılan şemsiyeler ortaya ilginç bir görüntü koydu zira şemsiyeler nedeniyle kimse önünü göremiyordu.



Sonuç olarak oyunu okumadıysanız da hiç bir fikriniz yoksa bile bu tiyatroda bir oyun yakalarsanız muhakkak gidin. Zaten eğer akropolisi ziyaret edecekseniz bu tiyatroyu çıplak halle görme fırsatı bulacaksınız. Fakat gece karanlıkta, parthenon'un ışıkları altında bir atmosferde oyun izlemenin nasıl bir şey olduğunu sadece deneyimleyerek elde edebilirsiniz.

Minack Theatre - Penzance, Cornwall/İNGİLTERE:



İngiltere'nin Cornwall bölgesinde bulunan bu tiyatro dünya üzerindeki en eşsiz manzaraya sahip tiyatrolardan birisi olarak yer alıyor. Okyanus kenarında kayalıkların üzerine inşa edilen bu açık hava tiyatrosu, sadece tiyatro olarak değil manzara olarak da ziyaretçilerine çok şey vaad ediyor. İlk kez 1932 yılında oyun sahnelenen tiyatroda günümüzde çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Bölgede sırf bu tiyatroya gelenler için konaklayabilecekleri oteller dahi mevcut.

Masmavi okyanusa bakarken, dağlar arasında ve kayalıklar üzerindeki bu tiyatroda eşsiz manzaraya doğru oyun izlemek gerçekten inanılmaz bir deneyimdi. Havanın rüzgarlı olduğu dönemlerde dalgalar suları sahneye dahi taşıyabildiği bu tiyatroda 4 yıl önce Çatıdaki Kemancı müzikalini izledim. Müzikal son derece başarılıydı. Sahnenin kullanımı, oyunculuklar dört dörtlüktü. Fakat yukarıda belirttiğim üzere bu tiyatronun asıl olayı inanılmaz ambiyansı.



Oyunu izlediğim gün havanın kapalı ve hafif yağmurlu oluşu, rüzgarın yer yer şiddetlenen dalgalar yaratması bu güzel ambiyansı bir derece daha arttırdı. Tiyatronun bulunduğu bölge İngiltere'nin belki de çok da turistik olmayan bir bölgesi olsa da yine de yolu düşenlerin kaçırmaması gereken bir yer. Yine belirttiğim gibi oyun olmasa dahi sadece manzarayı ve yapıyı görmek için bile bu tiyatroyu görmeye değecek kadar güzel.